top of page
Search
Writer's pictureÖzden Bayraktar

Yeme Bozukluğu [TR]

Updated: Jan 28, 2020

Merhaba, Bu yazımın konusunu seçerken, çevremdeki genç kızların sağlıksız ve aşırı zayıf görüntülerinin büyük etkisi oldu. Son zamanlarda, özellikle genç kadınlar arasında siz de tahmin edersiniz ki ana gündem maddesi kilo konusu! Fakat kilo derken, sağlıklı zayıflayıp ideal ölçülerde olmaktan bahsetmiyorum... Günümüzde zayıflık, fiziksel güzelliğin en önemli parçası olarak görülmekte ve hayattaki mutluluğun, başarının ve iradenin standardı olarak düşünülmektedir. Tabii ki bu inanışta medyanın da rolü yadsınamaz. Yazılı ve görsel medyanın sürekli aşırı zayıf olmaya çalışan ünlüleri yayınlaması ve ‘kilo azaldıkça benlik değeri artar’ düşüncesini empoze etmesi, kişi üzerinde önemli etkiler bırakmakta ve dolayısıyla yeme bozukluklarının hızla yaygınlaşmasına sebebiyet vermektedir.  Yeme bozuklukları, yeme davranışlarının değişik şekillerde bozulmasıyla seyreden, oluşumunda biyolojik, psikolojik, sosyal etkenler, kişilik özellikleri ve travma öyküsünün önemli olduğu psikiyatrik rahatsızlıktır. Tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen bu hastalık ile ilgili sorularımı, Londra’da yer alan Avalon Associates Terapi Merkezi’nin kurucularından Uzman Psikolog Özden Bayraktar sizler için cevapladı. 

Yeme bozuklukları ne zaman bir hastalık olur?

Yeme bozukluklari kisinin psikolojik olarak kendisini yetersiz ve degersiz gormesinden, kendisini yeterince sevmemesinden kaynaklanabilir. 

Kaç tür yeme bozukluğu var? En cok gorulen uc tur yeme bozuklugu var. Bunlar anoreksiya nervoza , bulimiya nervoza ve son yıllarda tanımlanan tıkınırcasına yeme bozukluğu. Bu hastalıklar ruhsal kaynaklıdır ve bedensel belirtiler ön planda gibi görünse de ciddi ruhsal sorunlarla birliktedir.

Anoreksiya Nervoza nedir? Belirtileri nelerdir?

Anoreksiya nervosa, kisinin kendisini surekli olarak kilolu gormesi ve surekli olarak kilo verme cabasi icinde olmasini ifade eder.  Anoreksiya nervozadaki temel belirtiler;  zayıf bir bedene sahip olma arzusu, kilo almaktan aşırı korku, beden imgesinde bozukluk ve adet kesilmesidir.  Hasta kilo kaybetme amacıyla özel davranış biçimleri geliştirir. Hastaların yaklaşık yarısı bütün yiyecek alımını ileri derecede azaltarak kilo kaybeder. Bazıları yoğun egzersiz yapar. Hastaların diğer yarısı sıkı diyet uygular, ara sıra kontrol kaybederek tıkınırcasına yemek yer ve ardından bu yediklerini kusarak çıkarır. Hastalar aldıkları besinlerin kilo yapıcı etkisini azaltmak için laksatif (ishal yapıcı) , diüretik (su atıcı) gibi ilaçlara da baş vurabilirler. Sonuçta hasta, sağlığını tehdit edecek ölçüde zayıflamıştır.

Dünya üzerinde milyonlarca kişinin yeme bozukluğu hastası olduğu düşünülmektedir. Yeme bozukluğu hastalarının önemli bölümünü 12-35 yaş arası kadınlar oluşturur. Anoreksiya nervoza, bulimia nervoza diye adlandırılan diğer bir yeme bozukluğu tipine oranla daha az sıklıkla karşılaşılan bir yeme bozukluğu şeklidir, anoreksiya nervozada tipik olarak hastalık daha ağır seyretmekte, hastalarda bedensel sorunlara daha çok rastlanmaktadır.

Anoreksiya nervoza nasıl bir hastalıktır? Anoreksiya nervoza hastalarının önemli bir kısmı düşük benlik saygısı olan, kendilerini ve bedenlerini acımasızca eleştirmeye eğilimli, mükemmeliyetçi yapıda kişilerdir. Olağan olarak, anöreksi nervöza hastaları kendilerini “kilolu” olarak değerlendirmekte, aslında kilolu olmadıkları, hatta sıklıkla ileri düzeyde zayıf ve yeterli beslenememiş yapıda oldukları halde bu düşüncelerinde ısrar etme eğilimi taşımaktadırlar. Kilo alma ve şişman görünme korkusu oldukça inatçı bir seyir gösterir. Hastalığın ilk aşamalarında, anoreksiya hastaları genellikle bir sorunları olmadığı kanısındadırlar.

Bu hastalığın biyolojik ve sosyal nedenleri haricinde psikolojik boyutu büyük önem taşıyor. En sık görülen psikolojik sebepler nelerdir? 

Obsesif-kompulsif davranış, depresyon ve anksiyete literatürde anoreksiya nervoza da görülen en sık psikiyatrik semptomlar olarak geçer. Hastalar katı ve mükemmeliyetçi olma eğilimindedir. Somatik yakınmalar ve özellikle epigastik rahatsızlık sıktır. Zayıf seksüel uyum bozukluğu olan hastalarda sıklıkla tanımlanmıştır.

Tedavisinde neler yapılıyor?

Anoreksiya nervoza hastalığında temel hedef kişinin kilosunun sağlıklı düzeylere gelmesini sağlamaktır. Hasta tedaviyi kabul etmiyorsa ya da ciddi metabolik sorunlar ortaya çıkmışsa, hastaların zorunlu olarak hastaneye yatırılması gerekebilir. Beslenme sorununa bağlı ortaya çıkmış metabolik sorunların tedavisinde iç hastalıkları hekimlerinden yardım istenir. Hastane yatısı sürecinde kişinin beslenmesi yakından takip edilir.

Bu hastaligin tedavisinde psikolojik olarak, Bilissel Davranisal Terapi yontemlerini ve eklektik yaklasimi kullanmak mumkundur. 

Peki, Bulimiya Nervosa nedir? Belirtileri nelerdir?

Bulimia Nervoza olan bir kişi devamlı diyet ve egzersiz yapmasına rağmen normal kilonun çok az altında, normal kiloda, hatta normal kilosunun üzerinde olabilir. Normal kilonun altında bile olsa hiçbir zaman bir anoreksiya nervoza görüntüsü olmaz.

Bulimia Nervroza olan bir kişi kısa bir zaman dilimi içerisinde, yarım saat ile 2 saat arası, binlerce kalorilik besin tüketip bunu kusma veya laksatif ilaç(müshil) kullanımı ile vücutlarından atmaya çalışır. Yemek yediği sırada kendini kontrolden çıkmış gibi hisseder ve yemek yeme krizlerini herkesten gizli tutarlar.

Genelde yeme, kusma veya müshil kullanımının sıklığı kişiden kişiye değişir. Eğer kişi her üç ay içinde kilo kontrolü amacı ile en az bir kez kusuyor, müshil veya idrar söktürücü ilaç alıyorsa bulimia nervoza teşhisi konulabilir. Kusma ve/veya müshil kullanımının sıklığı ayda birden, haftada birkaç kereye, hatta kronik durumlarda günde birkaç kereye kadar varabilir.

Yapılan araştırmaya göre, bulimiklerin de geçmişine bakıldığında, çoğunlukla psikolojik travmanın sebep olduğu tespit edilmiş. Bu konuda kısaca bilgi alabilir miyiz?

Yeme bozuklukları basitçe yemek ve incelme ile açıklanamaz, sorun bundan çok daha karmaşıktır. Yeme Bozukluğu olan kişiler ümitsizce başkaları tarafından onaylanmayı ve kabullenilmeyi arzu ederler ve bazen bu duyguları kısa vadede ince olmakta bulabilirler yada yemek yiyerek kendilerini rahatlatabilirler. Yeme bozukluğu aslında temelde vücudun açıklanmayan duygularını, kendisini ve karşılanmayan ihtiyaçlarını ifade etme şeklidir.

Bulimia hastaları için tedavi metotları nelerdir?

Genel olarak kabul edilen bir gerçek yeme bozukluklarının tedavisinde, psikoterapist, doktor, yeme uzmanı ve hemşire gibi farklı alandan çeşitli klinisyenlerin tedaviye katılmasıdır 

Çoğu hastada yeme bozukluğunun yanısıra aynı zamanda tedavi edilmesi gereken depresyon, kaygı bozukluğu ve diğer psikiyatrik sorunlarda mevcuttur. 

Yeme bozukluğu, hem fiziksel hemde ruhsal olarak insanı tahrip eder, dolayısıyla bu tür rahatsızlığı olan insanların hemen doktora başvurması gerekir. Erken teşhis ve önlem almak kişinin daha çabuk iyileşmesini önemli ölçüde etkiler. Erken zamanlarda teşhis edilmeyen ve geç kalınan durumlarda yeme bozukluğu kronik bir hale gelebilir ve hastanın yaşamını tehdit edebilir. 

En etkili tedavi yöntemi bir doktor ve yeme uzmanı ile birlikte psikoterapi yada psikolojik danışmanlık almaktır. Tedavi kişiye özel olarak belirlenmelidir, çünkü tedavi hastalığın şiddetine ve hastanın özel sorunlarına, ihtiyaçlarına hitap etmelidir. 

Psikolojik terapi hastanın hem yeme bozukluğuna hemde hastalığın altında yatan kişisel ve kültürel psikolojik etkenlere eğilmelidir. Hastanın hem kendisiyle hemde yiyeceklerle barış içinde ve sağlıklı bir şekilde nasıl yaşayacağını öğrenmesi gerekir.

Her iki vaka için de tedavi edilmezse ölümcüldür diyebilir miyiz?

Evet. Anoreksiya nervoza ve bulimiya nervoza tüm psikiyatrik hastalıklar içinde en ölümcül olanlarıdır. Özellikle anoreksiya nervozalı hastalar daha fazla risk altındadır. İyi örgütlenmiş yeme bozukluğu kliniklerinin olduğu ülkelerde bile, anoreksiya nervozalı hastaların yaklaşık % 10’u bu hastalıktan dolayı ölmektedir.

Bu tedaviler ile tam düzelme sağlanıyor mu?

Tabiki tedavilerin etkisi cok buyuk. Fakat tedavinin sonucunu etkileyebilicek bir cok etken var. Bu etkenlerden en buyugu hastanin kendisi, hastaliginin farkindaligi, ve tedaviye olan inanci. Butun danisanlarima ve hastalarima soledigim en onemli cumlelerden biride aslinda bu dorultuda 'Basarmanin yarisi inanmaktir'. 

Sizin bu konudaki tavsilerinizi öğrenebilir miyiz?

Bu konuda benim her turlu psikolojik rahatsizlik tedavisinde en oncelikli ve en onemle uzerinde durdugum, kisinin kendisini sevmesi, kendisine deger vermesi bir baska deyisle, kendi benlik algisi uzerinde calismaktir. Kisinin kendisini oldugu gibi kabul ederek, kendisine ve hayata karsi sevgi ile yaklasabilmesi uzerinde onemle dururum. Elbette tum bu konularla, kisinin depresif durumunun iyilesmesi icin ilk adimi atmis oluruz.  Eklektik bir yaklasim sayesinde, kisinin ruhsal, zihinsel ve fiziksel tum boyutlarina bakarak, derinlemesine calismak gereklidir. Kisi ile rahatsizliginin psikolojik boyutu calisilarak, ayni zamanda doctor kontrolu ile de takip edilmesi saglanmalidir.  Bunun disinda, en onemli tavsiye bir an once toplumun yeme bozukluklari konusunda bilinclendirilmesi gerektigidir. Malasef bir cok hasta ciddi saglik sorunlari yasamadan farkedilmiyor. Hepmizin cok duyarli davranmasi gerek ve cevremizde yardima ihtiyaci oldugunu dusundugumuz insanlari bir psikologa veya psikiyatri uzmanına yonlendirmeliyiz. Bunu geciktirmek hastalığın kronikleşmesine ve tedavinin daha da zorlaşmasına neden olacaktır.

Uzman Psikolog Özden Bayraktar’ın bize bu konuda verdiği önemli bilgiler için bir kez daha buradan kendisine teşekkür ediyorum ve ben de bu konuyla ilgili araştırma yaparken, oldukça ilgimi çeken bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum.

İngiliz Daily Mail gazetesinde yer alan ‘Instagram cured my eating disorder’ yani ‘Instagram yeme bozukluğumu tedavi etti’ başlıklı habere göre; Singapur’da yaşayan 15 yaşındaki Lin isimli bir genç kız,  yeme bozukluğu tedavisi gördüğü sırada, iyileşme sürecini ve öğrendiği sağlıklı yeme alışkanlıklarını fotoğraflayarak sosyal medya üzerinden paylaşmaya başlamış. Birbirinden renkli ve yaratıcı öğünlerinin yer aldığı Instagram hesabında, takipçi sayısı 86,000’e ulaşmış ve bu sayede hem Lin hem de ondan ilham alan birçok genç kız bu hastalıktan kurtulmuş. 

Bu örnekten de anlaşılacağı üzere, ruhsal durumun düzeltilmesinin bu hastalığı yenmedeki rolü çok büyük. Tüm bu bilgiler ışığında, yeme bozukluğu olduğundan şüphelendiğiniz yakınlarınız varsa mutlaka bir uzmana danışmanız yararlı olacaktır. Bildiğiniz üzere, her şeyin başı sağlık ve erken teşhis hayat kurtarır!




Comments


Commenting has been turned off.
bottom of page